Terör olmasaydı neler olurdu?
Terör olmasaydı ne olurdu?
PKK terörünün başlamasından bu yana binlerce şehit verdik.
Zorla karşı safta yer alan veya zorlanan kendi insanlarımızı da öldürdük.
Terörte karşı mücadelemizi sürdürebilmek için en iyimser tahminle 500 milyar dolarımızı heba ettik.
En önemlisi
Bölgede Hayvancılık bitti.
Bölgede ziraat bitti.
Üretim yapılamadı.
Ticaret bitti.
Tarihe bakın
Kayseri’den kalkan ticaret kervanı Darende Diyarbakır Hakkari ve Tebriz yoluyla Hindistan’a ulaşırdı. Trabzon Erzurum ve Tahran üzerinden Kafkasya’ya açılan bir ticaret yolu vardı.
Ticaretin insanları birleştiren, kaynaştıran bir yönü var.
Üretimin olduğu, insanların doyduğu her yerde mutluluk vardır.
PKK terörü bizim bölgemizde bu özellikleri yoketti.
40 yıldır PKK terörü ile meşgul olmasaydık. Üretseydik. Hayvancılık yapabilseydik,ticareti geliştirebilseydik, belki Güneydoğu bölgemiz de diğer bölgelerimiz gibi gelişebilirdi.
Aslında bu terör güneydoğudaki vatandaşlarımızın yoksul ve aç kalmasını sağladı.
Böylelikle bölgenin zayıflamasını, aç kalan kişinin de tepki olarak terör örgütünün saflarına katıldığını artık görelim.
İşte
Emperyalist güçler bugüne kadar içimizdeki dinamik güçleri vasıtasıyla yönettiği ülkemizde Tahterevalli’nin ucunda denge için kullandı.
İçimizdeki uzantıları vasıtasıyla istedikleri kararları aldırdılar.
15 Temmuz gecesinden sonra “ Ya TSK içindeki uzantılarımızı kaybettik” diye feryat eden setkom komutanlarını hatırlayalım.
MİT tırları , 17-25 Aralık operasyonlarıyla başaramadıklarını 15 Temmuz gecesi sonrası Türkiye’ye hedef sınır gücü ouşturduklarını unutmayalım.
Sınırımıza kurdukları şimdi adetlerinin 22 olduğunu öğrendiğimiz ABD üslerinin hala aktivasyonlarını kaybetmediğini görelim.
Bütün bunlara rağmen…
Artık
İçinde bulunduğumuz konjoktürde Türkiye beka meselesi olarak gördüğü Afrin harekatı ile masada büyük ivme kazanmıştır.
Gelecekte
İbadi ile işbirliği yapıp gece tatbikatları yaptığımız Irak ordusu ile terörü bölgede bitirebiliriz.
O zaman bu gün Afrin’de olduğu gibi geri dönüşler, ticaret ve beşeri ilişkiler gelişecek ve Suriye’nin yeniden inşası ile misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizi oralara iskan edebiliriz.
Cerablus Harekatı’nın yani Fırat Kalkanı ile oralara hayat geldi. Afrin’de de benzer bir düzeni kuran Türkiye, bölgenin stratejik olarak hakimi ve abisi olur.
Baştan beri Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapan Türkiye bu sözünde mutlaka duracak.
Ama
Olur a Türkiye’nin talepleri ve çabalarına rağmen Suriye bölünecek olursa Cerablus ve Afrin’deki bölgelerde yerleştirdiğimiz Suriye vatandaşları Hatay örneği gibi Türkiye’nin yönetiminde olmak isteyebilirler.
Ufuk dediğin şey, gelecek ile ilgili perspektif yapmak bu olsa gerektir.