. . . . . GAZETECİ – YAZAR

Monthly archive

Ocak 2019

Galatasaray İzmir’de altın buldu

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Türkiye Süper Ligi’nin sıkıntılı takımı Galatasaray, kendisi için çok zor hava ve saha şartlarına rağmen İzmir’den 3 puanı almış olarak dönüyor.

Galatasaray şimdi Başakşehir’in ilk yarıda mağlup olduğu Kasımpaşa karşısında çıkaracağı maça gözünü dikmiş durumda…

Puan durumunda gol averajını da düzelten Galatasaray için umut vadediyor.
Kasımpaşa’nın galibiyeti veya Başakşehir’in puan kaybetmesi Galatasaray’ın ekmeğine yağ sürecektir.

İkinci yarıda Başakşehir ile maç yapacak olan Galatasaray, kendi göbeğini kesme şansı bulacaktır.

Ligin iyi takımlarından olan Göztepe kendi evinde zor tabiat şartları altında Galatasaray’a karşı puan veya puanlar alsaydı, hem Galatasaray’ın umutlarını bitirecek, hem de Göztepe gözünü yukarı dikecekti.

İlk 30 dakika iki takım da açık vermemeye, boşluk bırakmamaya çalıştı.
Top sürmenin çok zor olduğu sahada daha çok yüksek toplarla sonuca gitmeye çalıştı.
Maçın kırılma anı belki de penaltı kararıydı.
Daha önce düşürülen Sinan’ı kendini yanıltmaya yönelik eylem yaptığı iddiasıyla (Sinan’ın ısrarla hayır demesine rapmen) sarı kart veren Hakem Penaltı kararında Var hakemi Cüneyt Çakır’ın etkisinde kaldı. Top rakipten ve bedenden geliyor.

Topu köşeye atmaya çalışan Göztepeli futbolcu klas gol yapmaya çalışırken takımını galibiyetten etti.

Göztepe’nin iki topu direkten döndü.

Kemal Özdeş neden ligimizin yerli olarak en başarılı futbolcusu Yasin’i sahaya sürmedi.
Bunlar bilmediklerimiz.
Sahadan gördüklerimize gelince;

İkinci yarıya başlayan Galatasaray’ın kondisyonunda çok belirgin bir düzelme var. Takım 100. dakika da bile oyundan kopmadı.

Muslera gibi kaleciye o hataları yapmak da yakışmadı.

O hatalardan biri gol olsa Galatasaray zor viraja girerdi.

Galatasaray’ın bulduğu stoper sınıfı geçti.
Ayağına hakim, telaşsız ve ne yaptığını biliyor.

Onyekuru Rodrigues’in yerini çok rahat dolduracak.
Gelecek günlerde daha iyi performansları olacak umuyorum.

Özetle;
Galatasaray İzmir’de altın buldu.
Şimdi önüne bakacak ve yukarıyı zorlayacak.

Beşiktaş zorda…

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Haftanın açılış maçında Beşiktaş kendi evinde ligin dibindeki takımlardan Büyükşehir Belediye Erzurumspor’a 1 puan verdi.

Kaybı 3 puan da olabilirdi.

Ortaya çıkan sonuçta Erzurumspor kalecisi Sehic’in payı büyük. 4 net pozisyonda gole izin vermedi.

Maç boyunca dağınık bir görüntü veren, kopuk kopuk oynayan Beşiktaş Adem, Ouaresma ve Burak ile bulduğu şanslardan yararlanamadı.
Belki Vodafone Park’ta son maçını oynayan Quaresma, gol atabilmek için çok çabaladı.

İki pozisyonda da kaleciyi geçemedi.
Maç sonucuna doğru iyice sinirlenen Quaresma, hatıralarda güzel izler bırakmak isterken kırmızı kart ile sahayı terketmek zorunda kaldı.

Goller de enteresan
Ortasahanın dinamosu Dorukhan her iki kaleye birer gol attı ve bunu 10 dakika içinde yaptı.
Beşiktaş’ın yediği gol olacak şey değil.
Serbest atıştan top gelmiş kaleye vurulmuş artık burada top ya havalandırılır ya da kornere atılır.
Vasat oynayan Necip ayağına gelen topu can havliyle vurunca o da sahanın en iyilerinden Dorukhan’a çarptı ve top kaleye yöneldi. Gol.
Beşiktaş seviyesindeki bir takım, orada oynayan Necip gibi bir topçuya bu hareket yakışmadı.
Şenol Güneş saygı duyduğum, herkesin de saygı duyması gereken bir hoca.
Ama
Bu sene garip şeyler yapıyor.
Burak ile maça başlıyorsan ayağı düzgün, ona orta yapacak Caner de sahada olmalı.
Olmadı.
Caner’i sahaya attığı zaman ise tam “Hah” demiştik ki baktık. Burak dışarı alınıyor.
Bu bizim anlayabileceğimiz bişey değil.
Kimseye de anlatamazsınız.
Beşiktaş seyircisi de Burak ile uğraşmaktan vazgeçmeli.
Burak artık bu takımın gol umudu.
Ona destek olmak her Beşiktaş taraftarının görevi.
Lig lideri ile aranızda bugün 5 puan var. Fark 8 puana da çıkabilir.
Kupa’da yoksun. Avrupa’da yoksun.
Önünde tek hedef var. Onun için de kayda değer çaban yok.
Yani;
Beşiktaş zorda.
Gelecek günler daha da zor olacak gibi…

Otomotiv sektörü yine şampiyon

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Vecihi Hürkuş’u kendi yaptığı uçakla İzmir’e uçtuğu için mahkum etmiş bir toplumuz.
Nuri Demirağ’ın kendi fabrikasında yaptığı uçakları değil satın alıp kullanmak, ürettiğiuçaklarını başka ülkelere satmasına bile mani olmuşuz.
34 idealist genç mühendisin 135 gün süre verilerek imal ettikleri Devrim otosu da deposuna benzin konulmadığı için yolda kalınca üretmekten vazgeçmişiz.
Halbuki;
135 güne geceli gündüzlü çalışarak, daha önce otomobili olmamış, başkasının otomobiline bile binmemiş idealist demiryolcu mühendisler istenen aracı hem de dört adet imal etmişler.

Araçlardan 3’ü Ankara’ya götürülürken bir gizli el “Lokomotif’ten gelen kıvılcım araçları tutuşturabilir. Araçlara benzini Ankara’da koyarsınız.” demiş ve bu tezini yönetenlere kabul ettirmiş ki; 3 devrim otomobili Ankara’ya tren katarında benzin olmadan gitmiş.
Gar’ da indirilen otolar çevreden bidonlarla bulunan bir kaç litre benzinle TBMM’nin önüne getirilince Cemal Gürsel’i almış yola çıkmış 2 kilometre gitmeden yolda kalmış Cemal Gürsel “Garplı gibi düşünüp otomobil yaptık. Türk gibi davranıp benzin koymayı unuttuk” deyip otomobilden inmiştir.

Resmi tarihin bize öğrettiği bu olay üzerine Devrim’in üretilmesinden vazgeçildiğidir.
Halbuki Cemal Gürsel ikinci devrim aracıyla Hipodroma gitmiştir.
Yapım aşamasında kendilerini Eskişehir’de ziyaret eden aynı Gürsel 34 idealist mühendisi kutlamıştır.
Nedendir bilinmez
Bu proje rafa kalkmıştır.

1967 yılında ilk Türk otomobili Anadol’un imali gündeme gelince de belli mahfiller “ Ne olacak canım montaj” diyebilmişlerdi.
70’li yıllara geldiğimizde TOFAŞ ve OYAK-RENAULT fabrikaları kurulurken de aynısını dedikleri gibi…
“Montaj” diye hafifletmeye çalışılan o çalışmalar bugün Türkiye’yi otomotiv üretim üssü haline getirdi.
Bursa’da yanan bu ateş Hyundai ve Toyotasa ile İzmit’e, OPEL ile İzmir’e sıçradı.

Magırus Deutz otobüsleri üreten Ünver Sanayi Tesisleri bugün Otokar adıyla 23 ayrı model ve üretim ile avrupa’nın gözdesi.
Hyundai ve Toyota (artık Toyotasa değil) önemli segment araçlarını Türkiye’deki üslerinde üretiyor ve dünyaya satıyor.
Ford İzmit’teki fabrikasından 3 modeli ile dünya’ya İzmit’ten hükmediyor.

Bu hafta gelen sevindirici haber ise yine Bursa’dan…
Türkiye’nin en büyük otomobil ve motor üreticisi Oyak Renault, 602 bin 421 motor üreterek yeni bir rekora imza attı.

Yıllık 378 bin otomobil ve 920 bin motor üretim hacmi ile Renault’nun en yüksek kapasitesine sahip tesislerinden biri olan Oyak Renault fabrikalarında, Clio IV, Clio Sport Tourer ve Yeni Megane Sedan modellerini, ayrıca bu modellerde kullanılan motor ve mekanik aksamı üretip ihraç edilmektedir.

Ürettiğimizin çoğunu ihraç ediyoruz. İç pazardaki daralmaya rağmen…
Çünkü hurda ve ÖTV ile verilen devlet teşviklerine rağmen otomobil satışları yurtiçinde yüzde 50 azalmış durumda…
Otomotiv sektörümüz ihracatımızın da lokomotifi.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin yıl sonu verilerine göre otomotiv ihracatımız 31.5 milyar dolar’ı aştı.
Türk otomotiv endüstrisi 2018 yılında ihracatta üst üste 13. şampiyonluğuna ulaştı.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Geçen yıl 31 milyar dolarlık ihracat hedefimizi geçmekle kalmadık, yine Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunu da tazeledik” diyor.
Ülkemde güzel şeyler oluyor.
Bunları görmezden gelemeyiz.

Sudan sebeblerle yatırımların önünün kesildiği, korumacılıkla daha iyi ürüne ulaşmanın zor olduğu günlerden buralara geldik.
Otomotiv devlerinden Wolksvagen bu yıldan başlayarak ülkemizde fabrika kuracak.

Aksaray’daki Man ve Mercedes yatırımlarını, BMC’nin İzmir’de yaptıklarını kayda değer yatırımlar.
Lassa en büyük tesisini kuruyor.

Bize lazım olan önce “Kafamızı kuma gömmek”ten vazgeçmek, Türk insanına ve müteşebbisine güvenmek, ufkumuzu güzel projelere açmaktır.
Kağıt’tan aslanlar yerine gerçek müteşebbislere destek olmak ve onların önünü açabilmektir.
Devletin görevi de budur.

yukarı git