. . . . . GAZETECİ – YAZAR

Monthly archive

Nisan 2019

Kredi kartı ve savurganlığımız

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Son günlerde Rıza Kayaalp’in tekrar güreş şampiyonu olmasıyla sevindik.

Kızlarımızın da güreşteki başarıları bizi mutlu etti.

Dünya şampiyonu olduğumuz yarışma sporlarımız çok az.

Biraz Güreş’te biraz da kişisel sporlarda varız.

Ama;

Bir konuda dünya şampiyonuyuz.

Türkiye kredi kartı ve banka kartında dünya şampiyonu

Türkiye’de 2019 yılı itibariyle 148 milyonu banka kartı ve 66 milyonu da kredi kartı olmak üzere 214 milyon kart var.
81 milyonu biraz aşan nüfusumuzun üç katı kredi kartı ve banka kartımzı var.
Bu sayı son 5 yıldır İngiltere, Fransa ve Almanya’nın da önünde Avrupa’da ülkemizi birinci sırada şampiyon yapıyor.
Bunda sokakta kredi kartı dağıtan, sosyal medyada ilanlar vererek kredi kartı pazarlayan bankaların da katkısı var elbette…
Şunu bilmemiz gerekiyor.
Kredi kartı modern bir ödeme yöntemidir.
Aylık masraflarınızı biriktirip belirlediğiniz gününde ödemektir aslolan…
Biz de ise öyle olmuyor.
Kişi kendisine kolayca verilen kredi kartını atm’ye sokup nakit çekiyor.
Bahanesi de hazır
“Ona buna boyun bükeceğime bankaya borçlanırım”
Güzel de sen sadece borçlanmıyorsun
Ödeme gücünün olmadığı bir sarmala giriyor ve birinci kartın asgari ödeme tutarını öteki kartından çektiğin nakitle kapatıyorsun.
Bu kısır döngü bir süre sonra ödenemez, altından kalkılmaz borç yığınıyla seni başbaşa bırakıyor.
Bu defa “Devlet kurtarsın” diye beklentiye giriyorsun.
Bazı sahtekar politikacılar da kredi kartı borçlarını affedeceğini söyleyince gözlerin faltaşı gibi açılıyor.
Çevremde bildiğim çok disiplinli küçük esnaflar var.
Adam taksi şoförü bir ay boyunca yakıtını kredi kartıyla alıyor.
Gününde de borcunu ödüyor.
Bir ay boyunca kullandığı yakıtın finansını bankasına yaptırıyor.
Banka için makbul bir müşteri olmasa da muhteşem fırsatı değerlendiriyor.
Bankanın kendisine sağladığı krediyi nakte dönüştürüyor. Her gün yakıt için nakit ödeyeceğine aydan aya ödüyor.
Ne güzel.
Kredi kartı böyle bişey
Adam gibi disiplinli ve gelirin kadar kullanabileceğin bir ödeme aracı.
Türkiye’de her yıl yaklaşık 5,5 milyar kartlı işlem yapılıyor.
Bundan 10 yıl önce kartla yapılan tüketimharcamaları yüzde 15 oranlarındayken günümüzde yüzde 38 civarına yükseldi.
En fazla kartlı ödeme yapılan sektör 148 milyar lira ile market ve AVM’ler; bu iki sektörü 78 milyar lira ile akaryakıt, 68 milyar lira ile giyim, 57 milyar lira ile küçük gıda perakendesi, 45 milyar lira ile elektronik eşya sektörlerinin takip ediyor.
Uzmanlar ise işlemlerini kredi kartı ile yapanları, bilmedikleri sitelerden alışveriş yapmamaları, online işlemlerde sanal kredi kartı kullanmaya dikkat etmeleri konusunda uyardı.
Uzmanların bir uyarısı da banka kartı ve kredi kartı üzerinden yapılan dolandırıcılıktan bahisle şifre ve işlem güvenliği konusunda kişileri daha dikkatli olmaya çağırıyorlar.
Benim de uyarım
Kredi kartı ve banka kartı bir ödeme aracıdır.
Geliriniz kadar kullanacak ve gününde ödeyeceksiniz.
Belirsiz bir meçhule yol almak için bir çok kredi kartına sahip olup onları savurmak Türk insanına yakışmaz.

Çağrı Merkezi deyince…

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Çağrı Merkezleri Derneği
Özellikle kurumsal firmaların kurmak zorunda oldukları, Şimdi kamu kurum ve kuruluşlarının da öncelikle kurmak ve eyleme geçmek zorunda olduğu bir hizmet.
Yapılması gerekli.
Ama
Para kazandırmıyor.
Çünkü;
Çağrı merkezleri kurumlarla ilgili şikayet ve iletişim imkanlarını şirketine ulaştıran, müşterinin şikayetlerini gidermek üzere kurulan bir organizasyon.
Para kazandırmadığı için de kurumlar tarafından “angarya hizmet” kabul ediliyor.
Çağrı Merkezleri Derneği, Türkiye’de çağrı merkezleri sektörünün gelişimini sağlamaya, faaliyet ve etki alanını genişletmeye yönelik iş/güç birliğini hedefleyen referans kuruluş olmak üzere, Kasım 2008 tarihinde 9 kuruluşun ortak girişimiyle kurulmuş.
Dernek, kısa sürede toplam 52 kurumun üyeliğiyle sektörün yaklaşık yüzde 90’ınını temsil eder konuma gelmiş.
Perşembe günü bu Çağrı Merkezleri Derneği yeni seçilen Yönetim Kurulu basınla bir araya geldi.
Bendeniz de oradaydım.
Dinledim.
Bilgileri tarttım.
Yeni şeyler öğrendim.
Mesela;
67 ilde istihdama katkı sağlayan bu sektörün toplam personeli 92 bin.
Yöneticileri ile birlikte bu sektörün 2019 yılında 112 bin kişiye istihdam sağlayacağı tahmin ediliyor.
Hep aklımızda olan bişey var.
“İşe yaramayan kalifiye olmayan işsizlerimiz çağrı merkezlerinde çalışır”
Bu doğru değilmiş
Büyük çoğunluğu Üniversite mezunu çalışanların yüzde 67 si kadın
Yaş ortalaması da 27
Asgari ücretle çalışan personel sayısı da mevcudun yüzde 20 si.
Yani
Çağrı merkezlerinde, eğitimli, çoğunluğu kadın asgari ücretten fazla kazanan mutlu bir çalışan grubumuz var.
Bir de İnternetten veya “bi masa bi telefon” tüketiciye ulaşıp mal satmaya çalışan kişiler de bu sektörel rakamların dışında…
Araştırma yapan şirket 6 bin çağrı merkezi olarak çalışan kuruma ulaşmaya çalışmış.
Bunların sadece 1400’ü 5 kişiden fazla çalışanı olan çağrı merkezi hüviyetini taşıyan kurum olarak tanımlanmış
Demekki;
112 bin kişilik bir istihdam yaratan bu sektör sıralamasında kriterlere uymayan bir o kadar da merdiven altı kuruluş var.
Konumuza dönersek;
2018 verilerine göre sektörün pazar büyüklüğünün geçen yıla oranla yüzde 21,5’lik bir büyüme ile 6.2 Milyar TL’ye ulaştığı görülüyor.
Ülke genelindeki istihdam oranlarında birincilik yüzde 26’lık bir oranla telekomünikasyon firmalarına, ikincilik ise yüzde 13’lük bir oranla finans sektörüne gidiyor. İki sektörün sıralaması geçen yıldan bu yana sabit kalırken kamu kurumları ise onunculuktan üçüncülüğe yükseliyor. Yüzde 11’lik bir oran ile finans sektörünü yakından takip eden kamu kurumlarının ardından yüzde 10’luk bir oran ile gıda, tekstil ve beyaz eşya üreticilerinden oluşan tüketim ürünleri sektörü geliyor.
3 büyük şehrin dışında kalan diğer Anadolu illerinde çağrı merkezlerine yapılan yatırım oranı yüzde 44 iken, bu yıl yüzde 56’ya yükselmiş durumda. Geçtiğimiz yıl sektörün yüzde 39’unu bünyesinde bulunduran İstanbul’un bu seneki istihdam oranı yüzde 26. Ankara ve İzmir ise sıralamada yer değiştiriyor. Ankara’nın istihdamı yüzde 7, İzmir’in ise yüzde 11 oranında. Ortaya çıkan bu tablo sektördeki istihdam dağılımının, üç büyük şehirden başlayarak diğer bölgelere doğru yayıldığını gösteriyor.
Özellikle şikayet ve dileklerimizi kurumlara iletmek üzere verilen bu hizmet belki gelecekte şekil değiştirecek.
Ama;
Hep olacak.
Yeni yönetime başarılar sizlere de sorunsuz hayat diliyorum.
Son söz şu
Çağrı Merkezleri yöneticilerinin bir talebi var.
Görüşmeniz bittiğinde “Teşekkür ederim” demeniz.
ARZEDERİM.

yukarı git