Cumhurbaşkanı SIKI KORUNMALIDIR

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Son yazımla ilgili arkadaşlarım, dostlarım ve okuyuculardan eleştiri aldım.

Ortak nokta “BAŞLIĞIN YAZIYI AÇIKALAMADI” şeklinde idi.

Ben o başlıkla Mursi ve Sisi örneğine atıfta bulunmuştum.

Ama

Asıl yazının özü ABD’nin Allende operasyonuydu.

Kısaca hatırlarsak

ABD Başkanı Watergate skandalının kahramanı  Richard Nixon Güney Amerika’da  Salvador Allende seçimle iş başına gelince kuduruyor.

İstemedikleri ve istemeyecekleri biri demokrasinin belirleyicisi olan sandık yoluyla iktidara gelmişti.

Allende’nin suçu da “SOLCU” olmasıydı.

Küba’da zaten 60’lı yıllara damgasını vurmuş bir Fidel Castro meselesi vardı.

Yan taraftaki Komünist Castro zaten ABD’ye kafa tutuyordu.

Bir de Güney de  İkinci Castro örneğine izin verilemezdi.

Bunun arkası gelir yeni yeni komünist alanlar oluşurdu.

Bunun için 10 milyar dolar bütçe ile Nixon, meşhur Henry Kissinger’i görevlendirdi.

3 yılın sonunda Salvador Allende iktidardan uzaklaştırıldı.

Yerine Allende‘nin genelkurmay başkanlığına atadığı Pinochet getirildi.

Pinochet darbe yapmıştı.

Yıllarca Şili’yi yönetti.

Tabii ABD menfaatlerine uygun olarak…

Bu örneği anlattım ve  Mısır’da seçimle işbaşına gelen demokrasinin ürünü Mursi‘ye onun atadığı genelkurmay başkanı  Sisi darbe yaptı.

Mursi idamla yargılanıyor.

Hala sağ ama demir parmaklıklar ardında

Şili örneğinde olduğu gibi Sisi darbeci olarak Pinochet‘in yolunda

Bunu hatırlamak için o başlığı atmıştım.

Hatırlatmak istedim.

Şimdi gelelim neden?

Neden bunları yazdım?

60 darbesinden beri Türkiye ABD’nin istediği gibi yönetildi.

Seçimle işbaşına gelen siyasetçiler de yüzünü oraya çeviriyor, sorun çıkmıyor.

2002 seçimlerine gelindiğinde Türkiye dibe vurmuştu.

Kimseye kafa tutacak, dayatacak, hatta fikrini söyleyebilecek hali bile yoktu.

Clinton’un önünde tahtaya cezaya kaldırılmış öğrenci gibi duran Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit resmi hala hafızalarda…

Yeni döneme Recep Tayyip Erdoğan ile giren ABD, eski siyasetçiler gibi Erdoğan’ı da kullanabileceğini düşündü.

BOB  Eş Başkanı seçtiklerini unutmayın.

Türkiye’deki dinamik güçleri (Fetö dahil)  Ak Parti’yi destekleme mesajı verdi.

Ta ki

Erdoğan’ı eski siyasetçiler gibi kullanamayacaklarını anladıkları an’a kadar.

Ne zaman ki Erdoğan’ı Başkaldırdı. (Bunun fitili Davos’taki toplantıdır)  artık dinamik güçleriyle Erdoğan’ı etkisiz hale getirmeye çalıştılar.

Önce ameliyat masasında öldürmeye kalktılar.

Sonra MİT üzerinden saldırı, ardından 17-25 Aralık.

Bütün bunların arasında minik saldırıları saymıyorum.

Nihayet 15 Temmuz gecesi.

Deniz’i Kara’sı uçağıyla planlar iyi yapılmıştı.

Erdoğan Marmaris’te bulunacak ve  rehin alınacaktı.

Tıpkı Genelkurmay Başkanı’nın rehin alınması gibi

Rabbim izin vermedi.

Minnacık alanda Erdoğan’ı yakalayamadılar.

Saniyelerle kurtuldu.

Bandırma üzerinde Erdoğan’ın uçağını vurmak için kurdukları tuzak da işe yaramadı.

Bundan sonra dinamik güçler için tek bir hedef kaldı.

ERDOĞAN’I ÖLDÜRMEK

Bu Turgut Özal’ın başına geldiği gibi zehirleyerek mi olur, yoksa  resmen suikast mi olur bilemem.

Ama;

Cumhurbaşkanı Erdoğan sıkı korunmalıdır.

Padişahlar için tutulan çeşnicibaşılar onun için de tutulmalıdır.

Düşmanın hele hele Musul meselesinde “ARAZİDE DE OLACAĞIZ MASADA DA” sözünden sonra gözünü kan bürüdüğünü düşünüyorum.

ABD’nin sahada kullanmaya çalıştığı PYD’nin vurulması da onlar adına kantarın topuzunu kaçırdı.

Onun için diyorum ki;

“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ÇOK SIKI KORUNMALIDIR.”

 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*