Sayın Cumhurbaşkanım

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Sayın Cumhurbaşkanım
Cumhurbaşkanım diyorum.
Çünkü protokolden öte gerçekten sizi Cumhurbaşkanım olarak seviyor, sayıyor ve alkışlıyorum.
Abdülhamid’i Hal’ı edenlerin sonra ye yapacaklarını bilmedikleri gibi plan proje ve eylemlerini anlatmak yerine sadece “Yıkacam” “Satacam” diyen bir zavallı muhalefetle uğraşmak, onların salvo ateşlerine karşı en azından cevap vermek zorunda kaldınız.
İtilaf devletlerinin 100 yıl önce saldırdığı gibi günün silahlarıyla saldıran bir itilaf devletleri bakaya’sının tüm operasyonlarına karşı dimdik durdunuz.
Devletin hücrelerine sinmiş Fetö gibi yapılarla tek başınıza kalsanız da mücadeleden vazgeçmediniz.
ABD’nin dinamik güçleri içinde saydığım Süleyman Hilmi Tunahan’ın yolunda olduğunu söyleyen,ama o yolu çoktan terketmiş, aldıkları talimatlarla şer güçlere hizmet eden Hüsami’lerin oyununu bozdunuz.
İki torundan biri olan Mehmet Beyazit’in oğlu Fatih Süleyman’ı partinizden aday göstererek Hüsamilerin gerçek yüzlerinin görünmesi ve maskelerinin indirilmesine katkı sağladınız.
İyiniyet ve saf dürtülerle Süleyman Efendi’nin kurslarından feyz alan, hatim halkasına giren, bu gün de aynı saflık ve ciddiyetle yukarıda tasarlanan oyundan habersiz yüzbinlerin meseleyi sorgulamasına vesile oldunuz.
Rabbime binlerce Hamd-ü senalar olsun ki başı secdeye gelen sadece Allahın önünde eğilen bir Cumhurbaşkanı bahşetti.
Şampanya kadehleriyle yapılan kutlamalar yerine kur’an-ı Kerim kıraatı ve dualarla kutlamalar yapılır oldu.
Bu günler ve bu tablo nusrati ilahi olasa olamazdı.
Rabbimizin nusratine her zaman muhtaç olduğumuzu unutmayın.
Hasbünallah ve Nımel vekil cümlesinin manasını siz de benim gibi biliyorsunuz.
O Çizgiyi kaybetmemek gerektir.
Devletin yeniden yapılanmasını deruhte ettiğiniz KHK’lar bana Turgut Özal’ın bir gecede 37 kararname çıkarmasını hatırlattı.
Bu hıza ve dinanizme ihtiyacımız var.
Ancak;
Tren kazası sebebiyle havai fişekli kutlamaların iptal edildiğini buyurdunuz.
Bizim geleneğimizde havai fişekli kutlama yok.
İslam’da bunun karşılığı olsa olsa İsraftır.
Bakanlar Kurulu’nuza da muvaffakiyetler diliyorum.
Rabbim onların başlarının önüne eğdirmesin.
Veysel Eroğlu sizin iktidarınızın en önemli hizmet adamı.
Neden se onu milletvekili olarak bıraktınız.
Yaptıklarıyla her zaman yüzünüzü ağartan Veysel hoca’ya Peygamberin “İşi ehline verin” düsturu gereği haksızlık ettiniz.
Ülkelerin gelişmişliği ürettikleri, tükettikleri ve artırdıkları enerji ile ölçülür.
Sadık hoca’nın mahdumu, sizin damadınız Enerjide şahlanışı gerçekleştirdi.
Tam işleri yoluna koyacak ve son noktayı koyacakkken onu oradan aldınız ve Hazine’nin başına getirdiniz.
Ben Enerjinin Hazineden daha önemli olduğunu düşünenlerdenim.
Keşke Başladığı projelerini bitirseydi.
Özel sektör’den bakan yapacağı diye Medipol’un kurucusunu Sağlık bakanı yapmanız şık olmadı.
ETS’nin başkanını Turizm Bakanı yaptınız.
Güzel
Aynı Bakanlığın yarısı Kültür.
O ne olacak?
Yok mu sayacağız?
Unutacakmıyız?
En çok ihtiyacımız olduğu zamanda Kültür’ü nasıl ihmal ederiz?
Süleyman Soylu gibi ülkemin terörle mücadelesinde yeni bir evre yeni bir çığır açan bakanı madem devam ettirecektiniz, neden onu milletvekili listesine koyarak partinin milletvekili sayısının azalmasına imkan hazırladınız?
Sayın Cumhurbaşkanım
Hamd ve dualarım sizinle
Rabbim muzaffer kılsın.
Bundan sonrası için de daha iyi daha güzel, daha anlamlı hizmetler yapmayı rabbim nasip etsin.
Ama
Sayın Cumhurbaşkanım
Bizim geleneğimizde meşveret ve Şura var.
Neden siz Şura geleneğini güçlendirmiyor,sayısını bilemediğim danışmanlarınızı köşesinde bir şey üretmeden etiket kullanmasına izin veriyorsunuz?
Unutmayın ki
Sistemin içinden sizi çekip aldıkları takdirde geride bizi ayakta tutacak ilkeler ve idealler kalmayacak.
Kalsa da onun savunulması zorlaşacak.
“Cumhurbaşkanı iyi korunmalıdır” diye yazdığım makalemin üstünden üç sene geçmiş.
15 Temmuz’da başaramadıklarını içinden sizi çekip yoketmek suretiyle kendilerine zafer hedeflediklerini ben düşünebiliyorum.
Açıklanmıyor ama seçimden önceki son haftada suikast hazırlığı kulislerde konuşuldu.
Muharrem İnce’nin “Özal nasıl gittiyse o da öyle gidecek” demecini unutmadım.
Mesele onun bilgisine kadar düşmüşse bunun artık gizlisi kalmamıştır.
Banisi olduğunuz yeni sistemin sizden sonra da yaşamasına imkan verecek tedbirleri almak ve sizden sonraki günler için can simidi olacak Şura’yı kurmak sizin boynunuza borçtur.
Arzederim.
Bu bendeniz fakirin görüşleridir.
İnanmıyor, katılmıyor hatta karşı çıkıyor olabilirsiniz.
Asrı Saadete ve Resülü zişanın kurduğu site devletinin yapılanmasına bakın
Site devletinde bile Şura, istişare, meşveret ve müzakere vardır.
Biz bugün asrın idrakinde resülün çizgisini hayata geçirmeliyiz ki Allaha verecek cevabımız olsun.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*