Bu İstiklal savaşıdır

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Bir süredir yazı yazmıyordum.

İçimden gelmiyordu.

Dostlar

“Abi hastamısın bir sorun mu var? Ne oldu da yazmıyorsun? “ diye sorup soruşturdular.

Hepsine teşekkür ederim.

Rabbime hamdüsenalar olsun.

Şikayetim yok.

Rabbimin verdiği nimetlerden biri olan nefesi alıp verebiliyorum.

Gelelim gündeme

Son da söyleyeceğimi başata söyleyeyim.

Doğu Perinçek ile aynı noktaya geleceğim hiç hayal edemediğim bişeydi.

Ama

Dünün Mao’cusu,Öcalan’ı Suriye’de ziyaret eden, Bugünün Vatan Partisi Genel Başkanı hepinizin bildiği Doğu Periçek

Eğin’li Sadık Perinçek’in oğlu

İlk defa kalkışma girişiminin ABD operasyonu olduğunu söyledi.

Kalkışma girişiminden 3 gün önce Kanal 12 TV’sinde  ‘Sesli Düşünceler’ programına katıldım.

Orada PKK’nın Türkiye’ye karşı savaş aracının olduğunu, bugün onun yerine Daeş’i koyduğunu söyledim.

PKK’yı Terörist listesine almak zorunda kalınca Daeş’i kurduğunu söyledim.

Son cümlem de

‘Her firavunun bir Musa’sı vardır. İyi ile kötünün savaşı kıyamete kadar sürecek’ idi.

Bunu unutmadan 15 Temmuz’u tahlile başlayalım.

Bu kalkışma ‘Ben darbe demiyorum’ bugünün ürünü değildir.

Önce Gezi ile, sonra MİT Müsteşarına komplo, ameliyat sırasında günün Başbakanına ameliyat masasında bırakacak komplo, ardından 17-25 aralık…

Bunların hepsi ABD’nin ülkemiz içindeki ve dışındaki dinamik güçleriyle Recep Tayyip Erdoğan’a karşı kurmaya çalıştığı komplolardı.

Zor da olsa bunlar defedildi.

Arka planları da sade vatandaş tarafından çok bilinmedi.

Son hadise artık meseleleri çözen vatandaşlarımız, necip Türk milleti çok çabuk tepki verdi ve Milletin zaferi ile sonuçlandı. 

Bu kalkışma girişimi ile yapılmak istenen ‘Mısır modeli Türkiye’ idi.

Unutmayın darbeci Sisi’yi seçen irade Muhammet Mursi idi.

İlmek ilmek örülen kalkışma girişimi iyi planlanmıştı.

Önce GenelKurmay Başkanı ve diğer komutanlar ikna edilecek,yoksa derdest edilecekti.

Cumhurun başı ve Başkomutan tatilde olduğu Marmaris’te baskına uğrayacak ve ölü veya diri Ankara’ya getirilecekti.

Başbakan ve Bakanlar teker teker derdest edilecekti.

Herkesin bir görevi vardı.

Korku salacak olan uçak patlamaları ve bir kaç silahlı saldırı halkı sindirir diye düşündüler.

Halka ateş açmaları önce korkutmak, korku salmak içindi.

İş çığırından çıkınca, Milletin umulmayan direnişi karşısında sapıttılar.

Ondan sonraki silahlı saldırılar artık cinnet meselesidir.

Bir an için düşünün.

21:00 de komutanlar derdest edilse, 21.30’da Cumhurbaşkanı alınsa Başbakan ve Bakanlar gece 02:00 ye kadar toplanabilseydi. 03:00 te

“Darbe yaptık “diye ortaya çıkmak plana göre mükemmel olacaktı.

Bunun için de ellerinde 1960 darbesi vardı.

Örnek olarak onu uyguladılar.

Farkedemedikleri ise Millet o günkü millet değildi.

Cumhurbaşkanının odasına kadar saldıran, havada uçağını taciz etmeye çalışan Külliye’ye saldıran Başbakanın konvoyuna saldırma cesareti bulan bu bedbahtlar Milletin şamarını yiyince tarih yeniden yazıldı.

Şimdi;

Bu 12 saatte bitirilen bir İstiklal Savaşıdır.

Bu İstiklal Savaşı öncekilerden daha değerlidir.

Kimse bu gerçeği küçültmeye çalışmasın

Bundan sonra ne olacak?

40 yıla yakın PKK aracılığıyla yakın zamanda da Daeş ile Türkiye’ye ve İslama saldıran ABD dinamik güçleri 15 temmuz olayıyla  son hamlesini yapmıştır ve mağlup olmuştur.

Bundan sonra da yine saldırılar sürecektir.

Bir başka önemli olay ise ABD’nin bundan sonra uluslar arası alanda diplomatik olarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışacaktır.

Standard &Poors hemen Türkiye’nin notunu kırdı. Fransız bakanın dilinden dillendirilen  Nato’dan çıkarılma dahil her türlü pisliğe hazır olun.

Millet şuuru bizi zafere götürecektir.

Yeter ki resmin büyüğünü görelim ve ona göre tavır alalım.

 

 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*