Ramazan geldi hoş geldi

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Yaradana binlerce hamdu senalar olsun ki bu sene de Ramazana eriştik.

Çevrenizde geçen yıl Ramazan’a ulaşıp da bu sene varamayan kaç kişi vardır.

Peygamberimiz ‘Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl. Ramazana ulaştır’ diye dua ederdi.

Yine o yüce resül ‘Ramazanın evveli rahmet ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluştur.’ diye Ramazan ayını ihya etmenin önemine işaret etmiştir.

Rahmet ve Mağfiretin yağmur gibi yağdığı bu ayın faziletlerinden yararlanmayı rabbim hepinize nasip etsin.

Bu vesileyle bazı bilgileri tazeleyelim.

Ramazan orucu, Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Medine’ye hicretinin on sekizinci ayının başlarında, Bedir Gazvesinden önce, sonra Şaban ayında şu ayetlerle farz kılınmıştır:

“Ey inananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sakınasınız diye size de sayılı günlerde farz kılındı… Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah’ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir

Sahabeden Selman-i Farisi anlatıyor.

Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem Şaban ayının son gününde bize okuduğu bir hutbede şöyle buyurdu:

“Ey insanlar, büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınıza geldi.”
“Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır.”

“Allah o mübarek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazları meşru kıldı.”
“Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap alır.

“Bu ayda bir farzı yapmak, başka aylarda yetmiş farz yerine geçer.”

“Bu ay Allah için açlık ve susuzluğun, taat ve ibadetin meşak katlerine sabır ve tahammül ayıdır. Sabrın karşılığı da Cennettir.”

“Bu ay yardımlaşma ayıdır, bu ay mü’minlerin rızkını arttıracak aydır.”
“Bu ayda her kim oruçlu bir mü’mine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden azat olmasına sebep olur. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur.”

Ashab-ı Kiramdan bazıları, “Ya Resulallah, hepimiz oruçluya iftar edecek bir şey bulup verecek durumda değiliz” dediler.

Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem, “Allah bu sevabı bir tek hurma ile, bir içim su ile, bir yudum süt ile oruçlu mü’mine iftar ettirene de verir” bu yurdular ve hutbelerine şöyle devam ettiler:

“Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluştur.”
“Bu ayda her kim kölesinin (işçi ve hizmetçisinin) işini hafifletirse Allah onu affeder ve Cehennemden uzak tutar.

“Bunun için bu ayda şu söyleyeceğim dört hasletten ikisi ile Rabbinizi razı kılarsınız, diğer ikisinden ise hiçbir vakitte ayrı kalamazsınız.”
“Rabbinizin rızasına sebep olan hasletlerin birisi, Kelime-i Şehadete devam etmeniz, diğeri de Allah’tan mağfiret dilemenizdir.”
“Vazgeçemeyeceğiniz iki hasletin biri Allah’tan Cenneti istemek, diğeri Cehennemden Allah’a sığınmaktır.”

“Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahşerdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, Cenne’te girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir

Tekrar Ramazanı şerifin hepinize rahmet ve fazilet kapısı olması dileklerimi arzediyorum.

 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*