Son günlerde CHP, HDP çıkışlarıyla aslında inkar ettikleri, ama her haliyle belli olan ittifakı “oylarımıza muhtaçsınız” diyen HDP yöneticileri “İstanbul ve Ankara seçimlerini bizim sayemizde kazandınız” diye avaz avaz bağırmaktan geri kalmadılar.
Milletimiz artık gerçekleri görmektedir.
Kimin kiminle işbirliği yaptığını, “ortak buluşma noktası ihanet” de kimlerin bir araya geldiğini hayretle izlemektedir.
6’lı masa bilmem kaçıncı defa toplanarak hala millete umut verecek somut bir proje ortaya koyamamışlardır.
Millet toplantı değil, toplantıların sonunda faaliyet ve projeler üzerinden siyasetçileri değerlendirir ve ona göre mektubu cevaplar.
Bunca gelişmelere rağmen 6’lı masa topluma umut veren hiçbir projeyi ortaya koyamamış, nasıl düzelteceğini aanlatamamış, anlatsa bile söylediklerinin uygulanabilir olduğuna kimseyi inandıramamıştır.
Aslında Türk milletinin dikkatlerinden kaçmaması gereken nokta şudur.
Başta ana muhalefet olmak üzere Erdoğan karşıtı tüm oluşumlar bir merkezden yönetilmektedir.
O merkez henüz onlara kukla Cumhurbaşkanı adayını henüz tavsiye etmedi. Ettiği gün zaten mesele farklı boyutlara geçecektir.
Bir orkestra uyumuyla hangi oluşumun hangi sesi çıkaracağı tek merkezden planlanıyor. O emperyalist merkez, Türkiye’de yeniden parlementer sistemi pompalayarak kolay yönetme yolunu seçiyor.
Yine eskisi gibi koalisyon ortakları önce kamu bankalarını paylaşacaklar, sonrası “Ne olursa olsun”
Kimin umurunda…
Bana öyle geliyor ki;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerine birleşen bu güruhlar, aslında söylediklerini yapamayacaklarını biliyorlar.
2018 yılından beri denenen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye için rüştünü şimdiden ispat etmiştir.
Bundan dönüş olamaz.
Çünkü
Bu sistemde ortakların uzlaşması beklenmiyor.
Takır takır kararlar alınıyor. Yanlışsa düzeltiliyor.
Düşünün
Türkiye dünkü Türkiye’mi?
Ülkemin ürettiği silahları ABD bile merak eder oldu.
Burnumuzun dibine yığın yapmalarına , uçak gemisini Akdenize indirmelerine rağmen kararlı bir iktidar karşısında “Millenium Challenge” tatbikatını bile uygulayamıyorlar.
Uygulayamayacaklar da…
Adnan Menderes’in Başbakanlığı, sonraki ihtilal hükümetleri zamanında Bakanlar Kurulu toplantısı kapısını vurmadan giren ABD elçisi bugün sigaya çekilmek için Dışişleri Bakanlığına çağrılıyor.
Araştırmacı Bekir Ağırdır, Muhalefetin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşısında en az 33 milyon oy almaları gerektiğini söylüyor.
Bir oldukları dönemdeki gibi İP ve HDP’nin oylarını üst üste koysalar, üzerine de Ak Parti çöpleri Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun oylarını ekleseler bile 33 milyon oyu bulmaları mümkün görünmüyor.
Hele hele 00.9 oyu olan parti ile 00.1 oyu olan partinin bu birliktelikte birer bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı istediği düşünülürse varın bu koalisyonun başarısını siz düşünün.
Yüzyılın depremi karşısında yalandan ve eleştirmekten başka bişey yapmadılar. Bu özel günlerde bir ucundan tutup onların da kaldırması gerekirken onlar hala deprem üzerinden hükümeti eleştiriyorlar.
1999 depreminin başbakanı Bülent Ecevit, Yardımcısı Mesut Yılmaz. Acizliklerini ilan etmişken, kayıtlar ortalarda dururken, ondan daha büyük depremde bütün dünyanın takdir ettiği arama kurtarma çalışmalarını hala karalamaya çalışıyorlar.
Bu millet feraset sahibidir.
Mutlaka doğru kararını verecektir.
Şimdi de eski senaryoları gündeme koyacaklar.
Kemal Kılıçdaroğlu şöyle diyorsa:
-“2023 öncesi sokağa silahlı kişileri salarak bazı kişileri öldürtebilirler”
Biliniz ki, Kılıçdaroğlu ‘silaha sarıldı’ PKK ve DHKP-C cinayetler işleyecek.
Biz bu filmi daha önce de gördük.
Bahriye Üçok’dan Ahmet Taner Kışlalı’ya, Bedrettin Cömert’ten Karafakioğlu’na Recep Haşatlı’dan İlhan Darendelioğlu ve Gün Sazak’a birilerine suikast yapıp bunu ülkücü gençlerin üstüne yıkmak CIA ve uzantılarının eskiden beri uyguladıkları bir taktik.
Plan ve programı güncellemeyen kudurmuş köpekler yine aynı sesleri çıkarmaya ve eski senaryoları gündeme almaya çalışıyorlar.
Bunların sözcüsü de Kemal Kılıçdaroğlu
Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik siyasi cinayetler gündemini oluşturmaya çalışan Kemal Kılıçdaroğlu’na sert çıktı. Twitter’da mesaj yayınlayan Çelik şöyle dedi.
“Cumhurbaşkanımızın önderlik ettiği güçlü siyaset sayesinde hükümetlerimiz döneminde Türkiyede siyasi cinayetlere ve faili meçhullere son verilmiştir. Böylece siyasetin vesayet odaklarınca sistematik şekilde manipüle edildiği devir kapanmıştır.
CHP Genel Başkanının “belli kişileri öldürmek”ten ve “siyasi cinayetler”den bahsederek Sn Cumhurbaşkanımızı hedef göstermesi ahlaki olmayan bir tavırdır ve sorumsuzluktur. Karanlık dönemlerde planlı kurguların parçası olan bu yaklaşımın tekrar edilmesi asla kabul edilemez. Ülkemize yönelik istikrarsızlaştırma siyaseti güden böylesi bir hareket, sadece Türkiye düşmanlarının beşinci kol faaliyetlerine hizmet eder.”
Bence Ömer Çelik daha sert çıkmalıydı.
Seçim sath-ı mailine girmekte olduğumuz şu günlerde alacakları talimatlar gereği aklınıza gelmeyen yeni komplolara kalkışabilirler.
Aman Dikkat!..
