TBMM’de 12.11.2012 tarihinde kabul edilen 6360 sayılı kanunla şunlar yapıldı.
“1- Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2- Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
3- Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.”
Sanırım anladınız.
Bu kanunla anılan illerde büyükşehir kuruldu ve köyler mahalle yapıldı.
Köyler köylükten çıktı mı?
Hayır
Hizmet götürmekle görevlendirilen Büyükşehir Belediyeleri veya ilçe belediyeleri hizmetlere yetişmekte mağdur.
Şöyle bir örnek vereyim.
Benim köyüm Adiloba Saruhanlı ilçesine 3 kilometre
Benim köyüm mahalle olabilir diyelim.
Onun da “Yolu ben yaptım” diye Belediye başkanlarının tabelaları olmasına rağmen yoldaki çukurlardan kaçarken arabada tencerede çorbaya dönüyorum.
İlçe merkezine 30 kilometre uzaklıkta Aydınlar- Şatırlar köyleri var.
Onlar da ilçeye mahalle oldu.
Yolundan gelen giden çok olmadığı için asfaltı biraz daha düzgün
Kuş konmaz kervan geçmez ve merkeze bu kadar uzak köyü mahalle yapınca, muhtarın yetkilerini alıp Belediye Başkanına verince oraya hizmet götürmek hayal oldu.
Köylü de kaderine razı boynunu bükmüş bekliyor.
Köyler boşalmış herkes ilçeye veya büyükşehire hicret ederek kendine yeni bir hayat kurabilmenin derdine düşmüş .
Sonuç
Orada bir köy var.
Eskiden köy’dü.
Herkes bilirdi.
Muhtarının arabası vardı. Sabah akşam düzenli ihtiyaç sahiplerini şehire taşırdı.
Herkes aracın ne zaman gelip ne zaman gideceğini bilirdi.
Şimdi
Belediye araç sahiplerini birleştirdi. Onları ortaklığa zorladı.
Belediye damgalı araçlar ne zaman gelir ne zaman gider belli değil.
Üzerinde Büyükşehir Belediyesi damgası olan Belediyenin aracı çoğu kez bir veya iki kişi ile Manisa’dan Aydınlar’a gidiyor.
Manisa Aydınlar yaklaşık 60 kilometre
gerçekten inanın.
Belediyenin ortalama 30 kişilik aracı bazen 1 bazen de boş bu kilometreyi hizmet götürmek adına katediyor.
Yazık.
Herkese yazık.
O şoföre de araca da Belediye ye de yazık.
Bu Büyükşehir teklifi aklı evvel bir milletvekilinin fikriydi.
Kendisi Manisa Milletvekiliydi.
Bu kanunla Kaybedilen Manisa Büyükşehir, Balıkesir Büyükşehir, Aydın,Antalya illeri yeniden Ak partiye kazandırılacaktı.
Sadece Antalya Ak Partiye geçti.
O da
Mustafa Akaydın’ın çok yıpranmış olması ve yeni adayın Anap’tan kalma Menderes Türel’in (Eski Belediye Başkanı) aday olmasıydı.
Manisa Ak Partili Bülent Kar’dan CHP-MHP ittifakıyla Cengiz Ergün’e geçti.
Balıkesir’de de aynı
Büyükşehir yapmaktan beklenen enerji de alınamamıştı. Birçok ilin belediyesi Ak Parti’den çıkmıştı.
Ama bu günlere yukarıda sözettiğim sıkıntıları kaldı.
İl Özel İdareleri lağvedildiği için köylere hizmet götürme işi de Belediyelere kaldı.
Saruhanlı örneğinde Kızılırmak gibi dar uzun iki hat üzerinde gelişen ilçeye hizmet götüremezken, şimdi 30 kilometre uzaklıktaki Aydınlar’a da hizmet götürmek zorunda kaldı.
Nasıl başaracaksa?
Yani
Değişen bişey yok.
Köyler hala köy.
Hizmet
Hangi birine, olmayan kaynaktan hizmet götüreceksiniz?
Meseleyi akl-ı Selim bir yönetici raporlamalı devletin ilgili makamlarına sunmalı ve yanlıştan bir an önce dönülmeli.
Ne de olsa
Aklın yolu bir.