. . . . . GAZETECİ – YAZAR

Monthly archive

Kasım 2016

NATO, ŞİO ve ERDOĞAN

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Trump yazımdan sonra gazeteciler de dahil bir çok arkadaşım “abartıyorsun” eleştirisi yaptı.

Herkesin fikrine saygı duymak lazım.

Ama;

Bugün 1950 deki Türkiye’nin girmek zorunda kaldığı NATO yok.

O zaman dünya iki kutupluydu.

Bir tarafta Sovyetler, karşısında Batı bloku ve ABD vardı.

O zaman kırmızı telefon Sovyetler Komünist Parti Genel Sekreteri ile ABD Başkanı arasındaydı.

Bugün SALT 2 anlaşmasıyla ABD Rusya’ya kazık attıysa bile Rusya ve ABD arasında güven bunalımı sözkonusudur.

Bunun ilk emareleri 1993 yılında Gorbaçov ile Baba Bush arasında yapılan Malta Zirvesi’nde verilmiştir.

Zaafı olan Gorbaçov müttefik ülkelerini bir arada tutmaya çalışırken, Baba Bush ona Ortadoğu ve yeni dünya düzeni ile ilgili yapacaklarını söyledi. Gorbaçov’a söz hakkı bile vermedi.

Oradan başlayan ABD’nin Irak işgali. Arap baharı ve bugün hala yaşadıklarımız ABD’nin şahinlerinin o günkü planlarının deklare edilmesi anlamına geliyordu.

NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olan Türkiye’ye 15 Temmuz kalkışmasının üzerine mesaj vermek için eylül ayını beklemesi kabul edilebilir bir olay değildir.

Biz “15 Temmuz’un arkasında ABD dinamik güçleri var” diye inanırken, ABD’li generaller

Türkiye’deki müttefiklerimiz hapse atıldı” demediler mi?

80 darbesinde “Bizim çocuklar başardı” diyenler 15 Temmuz sonuçlarından sonra eşekten düşmüşe benzediler.

Ama

Fikirlerinden vazgeçtiler mi?

Hayır.

Bakın

3 gündür İstanbul’da devam eden NATO Parlementer Meclisi toplantısında takke düştü kel göründü.

Cumhurbaşkanı ve Bakanlarımız hepsinin yüzüne gerçekleri haykırdılar.

Bundan önceki NATO toplantısının Sovyetler ve müttefiklerinin Varşova Paktı Sözleşmesini

deklare ettikleri salonda yapmadılar mı?

Bu amiyane tabirle “İninize de Girdik” anlamına gelmez mi?

Bu Rusya tarafından kolay kabul edilebilir, kolay bişeymidir?

Sevgili arkadaşlar, okuyucular, Türkiyeliler, kendini Türk hissedenler ve Türk olduğu için gurur duyanlar

NATO bugün için Türkiye’ye kontgerilla dışında katkısı olmamıştır.

O da sadece tavsiye niteliğindedir.

İçimizde konuşlandırdığı kontrgerilla devletin silahlarını vatandaşa doğrulttu.

Bir de Kore’ye gönderdiğimiz 5.000 vatan evladı var.

Bazısı şehit oldu. Bazısı gazi. Bazısı da onun hasarlarıyla yaşadı. Yaşayanları da son demlerini yaşıyor .

Bunun dışında NATO’nun Türkiye’nin hangi yarasına merhem olmuştur bir düşünün.

Yoktur.

Olmamıştır.

Bundan sonra da olmayacaktır.

Cumhurbaşkanı Pakistan’a gitti. Ziyaretini bitirdiği saatlerde ABD sekreteryası soluğu Navaz Şerif’in yanında aldı.

Cumhurbaşkanı ŞİO (Şanghay İşbirliği Örgütü) dedi hemen ABD’den çatlak sesler geldi.

Şimdi tüm merakları Erdoğan ne yapacak?

Bu NATO’nun genel sekreteri ABD’nin yeni başkanı TRUMP’ı uyardı.

Nasıl olabiliyor demeyin.

Dünya’nın milli gelirinin yarısını 60 aile paylaşıyor.

Onların bölüştüğü hasılanın yarısını da 6 aile paşlaşıyor.

Rothşild, Rockefelller Soros bunların başında…

Dünya’yı yönetmek iddiasında olan bu kişiler para oyunlarıyla dünyayı yönetiyor.

Bunların planlarında TRUMP yoktu. Hilary seçilecek düzenleri sürecekti.

Trump seçilince apıştılar.

Şimdi ki hedefleri TRUMP’ı başkan koltuğuna oturtmamak.

Bunu nasıl yapacaklar?

Ya TRUMP’ı yargılayacaklar ve mahkum edecekler

Ya da öldürecekler.

ABD yasalarına göre Başkana bişey olursa yerine yardımcısı geçiyor.

Trump’ın yardımcısı Pence de onların istediği gibi bir başkan figürü

Onun için dolar hızla yükseliyor.

Aralık ayı başında suçlamalar başlayacak.

TRUMP bütün bunlara göğüs gerebilirse ve yemin ederek Başkan olursa ABD ve Türkiye bir nefes alacaktır.

Ama başkan olduktan sonra da tehlike geçmez.

Tetikte olmak lazım.

Kennedy başkan iken Dallas’ta öldürüldü.

Herkesin bir hesabı var.

Ama unutmayın

Allah’ın da bir hesabı var

Selam ve dua ile…

Dünya’da ve ABD de yeni dönem

Yazılar içinde tarafından yazıldı

 

ABD’de yeni bir dönem başlıyor.

Trump kendi partisinden bile destek görmediği bir seçimi kazandı.

Aslında bu sürpriz değil.

Bakın

Amerika’nın derin devleti başkanlık işini sıraya koymuştur.

80’li yılların sonunda Baba Bush 8 yıl başkanlık yaptı. Ardıdan sekiz yıl Clinton. O bitti bu defa Cumhuriyetçi oğul Bush başkan seçildi. Onu Barak Obama takip etti.

Obama’nın sekiz yılının ardından sıra Cumhuriyetçilere gelmişti.

Seçimden 3 gün önce arkadaşlarla haber toplantısı yaparken “Trump kazanacak” dediğimde herkes bıyık altından güldü.

Ben kahinmiyim?

Hayır

Sadece ABD’nin bu sırasını biliyorum.

Oğul Bush’un kazandığı seçimde aylarca oy sayma muhabbeti çıktığını unutmayın.

Bu seçimde de Demokratlar 1 milyondan fazla oy aldılar. Clinton 1 milyon daha fazla oy aldı ama seçim sistemi Trump’ı başkan yaptı.

Bu nedenden ötürü…

Neyse;

Şimdi yeni bir dönem başladı.

Dünya’da ve Türkiye’de bazı şeyler değişecek.

Hatırlarsanız

Trump seçim çalışmaları sırasında

Daeş’i Obama Kurdu. Cinton ona yardım etti” demişti.

Hemen Trump CIA tarafından karantinaya alındı.

Bir daha da bu sözü ağzına almadı.

Trump başkanlığı 20 Ocak’ta teslim alacak.

Şubat ayına kalmaz Daeş buhar olacak.

Eğer CIA’yı aşabilirse Fetö de Mart ayına varmadan Tükiye’ye iade edilir.

Trump’ın Başdanışmanı emekli asker Michel Flynn seçimlerin hemen ardından bir makale yayınladı ve orada

“Arka bahçemiz Pensilvanya’ya rahatça yerleşmiş olan bu maskeli terör ve istikrarsızlık kaynağı tarafından Washington’ın gözü boyanırken NATO müttefikimiz Türkiye’ye engel olmak mantıksızdır. Türkiye’nin bakış açısıyla Washington, Türkiye’nin Usame bin Ladinine sığınak oluyor. 11 Eylül’den sonra Usame bin Ladin’in Türkiye’de güzel bir köyde yaşadığını ve aynı anda Türk vergi mükelleflerinin vergileriyle fonlanan 160 okulu işlettiğini öğrenseydik ne yapardık?” diye yazdı.

 

20 Ocak’a kadar mühür hala Obama da.

Bu arada FETÖ durumun nazikleştiğini anlarsa yapacağı iki şey var.

Kanada’ya kaçmak

Çünkü Kanada ile suçluların iadesi anlaşmamız yok.

İkinci seçenek yıllardır hazırlıklarını yaptıkları Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki külliye’ye sığınmak.

 

Trump CIA’yı aşabilirse dedim.

 

Çünkü CIA, Gülen’i iade etmez.

Ederse ne olur?

Güven bunalımı olur ve çözülme başlar.

CIA dünya üzerinde FETö gibi kullandığı bir çok yavşak ve asalağı kullanamaz hale gelir.

Bu da çözülmeyi beraberinde getirir.

Onun için CIA Gülen’i iade etmez. Etmek zrunda kalırsa zehirler ve Gülen Türkiye’ye gelemeden de ölür.

Görelim mevla neyler

Neylerse Güzel eyler

Amenna ve Saddakna

Allaha emanet olunuz.

Dugin Ankara’da

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Putin’in danışmanlığını yapmış Aleksandr Dugin, Rus derin devletinin önemli ideologlarından biri. Adı “Strajejist “ olarak yazılsa da bir zamanlar resmi danışmandı,

15 Temmuz’dan iki gün önce Ankara’ya geldi. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek istedi. Görüştürülmedi. Bunu Külliye’nin özel kalemi mi yoksa şu an tutuklu bulunan ve Silahlı Kuvvetler’den atılan Cumhurbaşkanlığı yaverlerimi? Sağladı bilinmiyor.

15 Temmuz’dan bir gün önce MİT ile görüşen hatta görüşmeöncesi 2 saat bekletildiği anlatılan Dugin’in söyledilerini bilmiyoruz. Ama eğer darbe girişimini haber verdiyse akla gelen o dur ki; inandırıcı bulunmadı ki; ertesi gün pilotlardan birinin MİT’e gelmesiyle ve verdiği bilgiyle MİT darbe girişiminden haberdar oldu.

Belki

Bir gün önce Dugin ciddiye alınsa ve hemen üzerine yoğunlaşılsa darbe girişiminden önce haberimiz olacaktı.

Bu nedenle Ankara-Moskova ilişkilerinin geleceğini kestirmek için yakından tanınması gereken biri…

Dugin dün bir daha Ankaradaydı.

Ak Parti Grup Toplantısına katıldı.

Bombalanan Meclis bölümlerini gezdi

Ardından Gazetecilerin önüne çıktı.

“Sayın Putin’in en önemli mesajı Türkiye’ye stratejik ortaklık teklif ediyor ve dostluk elini uzatıyor. Bunu zaten herkes biliyor. Stratejik ortaklığın anlamı nedir? Bunu uzman kişiler ve entellektüel kesimin araştırması lazım.” deyiverdi

Türkiye’nin Stratejik ortak olan “ ABD tarafından Feto marifetiyle bölünme ve parçalanma tehlikesi geçirdiğini, Türkiye parlamentosunu, TBMM’yi bombalayan insanların arkasında kimlerin durduğunu biliyorsunuz. Bu Rusya değil kesinlikle” diyerek tarizle Türkiye’nin NATO değil Rusya ile işbirliği içinde olmasını klişeleştirdi.

Dugin, “Yaptığımız çalışmalar sonucu, Sayın Erdoğan cesur bir şekilde Sayın Putin’le telefonla görüştü. İkili ilişkilerin düzelmesinde çok önemli rol oynayan ‘özür dileme’ konusundaki çalışmalardan sonra, biz anladık ki FETÖ bir girişimde bulunacak ve bunu ABD adına yapacak.” dedi.

“FETÖ’nün dışındaki güçlerin kimler olduğunun” sorulması üzerine, Dugin, “ABD ve Batı’dan diretilen bir siyaset var. Erdoğan, bağımsız siyaset yürüttüğü ve güçlü bir Türkiye için adımlar attığı süre boyunca; Türkiye’deki yapılanma, ABD taraftarlığı bu süreci daha da keskin bir şekilde kıskaca sokacak, Türkiye-Rusya ilişkilerine karşı çıkacak.” diyerek baştan beri bizim olayları tahlil ederken söylediklerimizi teyid etti.

Evet !

Hedef Türkiye devleti nezdinde başeğmeyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan dı.

Ben bu hedeften vazgeçildiğini düşünmüyorum.

Onun için Cumhurbaşkanı sıkı korunmalı diyoruz.

Hele hele Irak ve Suriye meselelerinde Cumhurbaşkanımızın tekliflerini mecburen kabul etmek zorunda kalan ABD’nin bundan sonra hangi hain planla karşımıza çıkacağını düşünmeli ve oluşturacağımız gözlemlerle ABD oyunlarını bozmalıyız.

 

ABD ne yapmak istiyor?

Makaleler içinde tarafından yazıldı

Kanayan yara Irak ve Suriye’de Baba Bush ile başlayan operasyonlar, Obama‘nın “Irak’tan çekiliyorum” kararının ardından yeni bir safha kazandı.

Terör listesindeki PKK’yı Türkiye’ye karşı savunamayan ABD, kurdurdukları PKK’nın alt grup teröristleri ile şimdi de Rakka operasyonuna  başladığını duyuruyor.

Beyazsaray sözcüsü PYD-YPG’ye hava desteği vererek Rakka operasyonuna katılacaklarını, Türkiye’yi burada istemediklerini söylüyor.

Ne zaman

ABD Genelkurmay Başkanı Ankara’da Genelkurmayda yapılan askeri görüşmenin sürdüğü saatlerde…

Sayfalarımda canlı ses kayıtlı Trump‘ın sözleri var.

Ne diyordu yarın Hılary Clinton‘a karşı başkanlık yarışına girecek olan Trump

“İŞİD’i OBAMA KURDU. CLİNTON ONA YARDIM ETTİ”

Bir an için düşünün

“Bir sabah kalktığımızda DEAŞ-İŞİD hepsinin yok olduğunu görebiliriz” demiştim.

PYD sözcüsü daha dün ABD’den yeni silahlar geldiğini açıkladı.

Mc Curk hava desteği vereceğini resmen açıkladı.

Deaş’ı PYD-YPG güçlerinin, Rakka’ya yürüyüp tek kurşun atmadan Rakka’yı DEAŞ’tan temizlediğini varsayın.

Daha önce DEAŞ’ın yaptığı gibi…

Onlar da işgal ettikleri bölgeleri PKK, YPG-PYD ve adı ne ise onlara terketmediler mi?

DEAŞ sonrası ganimet bölüşümünde masada kim olur?

Tabii ki PYD-YPG

Bu operasyonu deklare etmekle onu yasallaştırıyor.

Kamışlı bölgesinde  ABD İncirlik’i taşıyacağı bir üs kuruyor.

İncirlik’in üç katı büyüklükte bir askeri güç alanı

ABD diyor ki;

“BEN BU ARAZİYE ASKERİ HAVAALANI  KURACAĞIM ARSAYI DA SAHİBİNDEN ALDIM” 

1.5 milyarlık araziyi PYD onlara 750 milyon dolara satarak jest (!) yapmış

Böyle bir para verildiğine inanacak safdillerden değilim.

Siz de öylesinizdir inanıyorum.

Amaç

“BEN BU ARAZİYİ SAHİBİNDEN ALDIM” diyerek PYD-YPG’yi muhatap kabul ediyor ve onu kamuoyunda yasallaştırıyor.

“BU ARAZİ SURİYE’YE AİTTİ. YPG-PYD’NİN NASIL MÜLKÜ OLDU” diye soran yok.

Şimdi Rakka operasyonuna YPG-PYD ile onlara hava desteği vererek katılıyoruz. demek

“BİZİM BÖLGEDEKİ PARTNERİMİZ PYD-YPG DİR BÖLÜŞÜMDE DE MASADA ONLAR OLACAKTIR.”

demektir.

Türkiye neden istenmiyor?

Cumhurbaşkanının ısrarla teklifine rağmen, ABD neden Türkiye’yi istemiyor?

Çünkü;

Türkiye Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünde ısrarlı. “Bizim başkasının toprağında gözümüz yok. ”  diyor.

Operasyonu Türkiye ile yaparsanız bölüşmeyi nasıl başaracaksınız?

Halbuki ABD’nin planı Irak ve Suriye’de birden fazla terör devleti kurdurarak Türkiye’yi kuşatmak amacında…

Kurduracağı Lazkiye merkezli küçük bir Nusayri devletinin yanısıra kurduracağı devletlerle  hem İsrail’i koruma altına alacak, hem de Türkiye’nin kara sınırını terör devletleriyle kuşatacak.

Zaten Suriye topraklarında yeni İncirlik de kurulunca sorun kalmayacak.

Irak’ın enerji kaynaklarını Rakka’nın altından geçecek bir hatla Lazkiye limanına indirecek.

Türkiye’ye de “Kerkük – Yumurtalık Petrol Boru Hattı’nı al biyerine sok” diyecek

Bakanlar Kurulu’nun tamamına yakını İngiliz pasaportlu Irak hükümetide zaten ABD’nin ağzının içine bakıyor.

Misilleme Türkiye’nin Rusya ile yaptığı işbirliğine böyle karşılık verilecek.

Unutmayın!

ŞER KUVVETLERİN AKLI İNGİLİZ, GÜCÜ ABD’DİR

Bizim burada yapmamız gereken uyanık olmak, bölgede mezhep savaşları planlarını bozmak, Telafer veKerkük’le birlikte Suriye topraklarındaki Türkmenleri himaye etmektir. Musul da 500 bin olan Tükmen nüfusu bugün 50 bin civarında

Çok acı. Bu insanların 10 katı çile çekiyor. Musul da kalanlar da zaten çilenin içinde…

İran

Ondan bişey beklemeyin

O zaten bütün bilinenlerin aksine ABD planlarının partneridir. Okeye dördüncüdür. İslam birliğinin önündeki en büyük engeldir.

Ta 2500 yıldan beri Türklere düşman olmuşlardır.

Bazı fanatik arkadaşlar vardır.

“O ORADAYSA BEN KARŞISINDAYIM” der ya İran hep Türklerin ve Müslümanların karşısındadır.

Bugün de öle…

yukarı git