Bazı dostlar kinayeten, bazıları da yekten yüzüme söyledi.
‘SENİ MEYDANLARDA GÖREMİYORUZ’
Beni bilenler bilir.
Yazılarımı okuyanlar nasıl bir yetişme tarzım olduğunu anlar.
İlkelerim ve ülkülerim ile ilgili de bilgi sahibidirler.
Ben meydanlarda varım.
Demokrasi mücadelesinde ben de oralara gidiyorum.
Ama
Başkaları gibi oraya gidişimi resimleyip sosyal medya hesaplarından paylaşmayı sevmiyorum.
Bu bana mürailik gibi geliyor.
Bazıları meydanlarda oluşunu birilerinin gözüne sokmaya çalışıyor.
Ben buna karşıyım.
Bizi gecenin zifir karanlığında bile gören, duyan biri var. Yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı yazan birileri var.
Madem böyle bir saldırıya muhatap olduk. İlk ve son defa Belediye sarayı önündeki fotoğrafımı yayınlıyorum.
Tarihe not düşmek için
Mevlayı kandırmak için değil.
Mevzu kapanmıştır.
Mesele maydanlara geldiğine göre izlenimlerimle ilgili bir kaç notu kaydetmek isterim.
Meydanlardaki kardeşlerimiz bayrağımıza yeterli saygıyı göstermiyor.
Bayrağımızın üstüne oturan, toplantı bittikten sonra elindeki bayrağı bir kenara atan, yemek masası olarak kullanan insanlar görüyorum.
Bu orada bulunma şuurumuza ters bir eylemdir.
Meydanlarda bulunan bir çok kişinin oradaki ikramlar dolayısıyle meydanlara geldiğini, okunan kur’anı dinlemek, kürsüdeki hatibi dinlemek gibi bir meselesi olmadığını gördüm. Bu da bir başka şuur erozyonudur.
Otobüslerin bedava olması da trafikte büyük kargaşayı beraberinde getirmektedir.
Bedava hizmetler ve meydanlarda yapılan ikramların da bir maliyeti var. Bunlar bugün içinde bulunduğumuz gazla çok gözümüze batmıyor ama bunun ekonomik bir maliyetinin olduğunu unutmayalım. 15 gündür ceplerine para girmeyen Halk Otobüslerinin sahip ve şoförlerine acıyorum. İta amirleri İETT olduğu için seslerini çıkaramıyorlar ama unutmayalım en büyük hak kul hakkıdır.
Selam ve Dua ile