. . . . . GAZETECİ – YAZAR

Monthly archive

Temmuz 2016

Meydanlar

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Bazı dostlar kinayeten, bazıları da yekten yüzüme söyledi.

‘SENİ MEYDANLARDA GÖREMİYORUZ’

Beni bilenler bilir.

Yazılarımı okuyanlar nasıl bir yetişme tarzım olduğunu anlar.

İlkelerim ve ülkülerim ile ilgili de bilgi sahibidirler.

Ben meydanlarda varım.

Demokrasi mücadelesinde ben de oralara gidiyorum.

Ama

Başkaları gibi oraya gidişimi resimleyip sosyal medya hesaplarından paylaşmayı sevmiyorum.

Bu bana mürailik gibi geliyor.

Bazıları meydanlarda oluşunu birilerinin gözüne sokmaya çalışıyor.

Ben buna karşıyım.

Bizi gecenin zifir karanlığında bile gören, duyan biri var. Yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı yazan birileri var.

Madem  böyle bir saldırıya muhatap olduk. İlk ve son defa  Belediye sarayı önündeki fotoğrafımı yayınlıyorum.

Tarihe not düşmek için

Mevlayı kandırmak için değil.

Mevzu kapanmıştır.

Mesele maydanlara geldiğine göre izlenimlerimle ilgili bir kaç notu kaydetmek isterim.

Meydanlardaki kardeşlerimiz bayrağımıza yeterli saygıyı göstermiyor.

Bayrağımızın üstüne oturan, toplantı bittikten sonra elindeki bayrağı bir kenara atan, yemek masası olarak kullanan insanlar görüyorum.

Bu orada bulunma şuurumuza ters bir eylemdir.

Meydanlarda bulunan bir çok kişinin oradaki ikramlar dolayısıyle meydanlara geldiğini, okunan kur’anı dinlemek, kürsüdeki hatibi dinlemek gibi bir meselesi olmadığını gördüm. Bu da bir başka şuur erozyonudur.

Otobüslerin bedava olması da trafikte büyük kargaşayı beraberinde getirmektedir.

Bedava hizmetler ve meydanlarda yapılan ikramların da bir maliyeti var. Bunlar bugün içinde bulunduğumuz gazla çok gözümüze batmıyor ama bunun ekonomik bir maliyetinin olduğunu unutmayalım. 15 gündür ceplerine para girmeyen  Halk Otobüslerinin sahip ve şoförlerine acıyorum. İta amirleri İETT olduğu için seslerini çıkaramıyorlar ama  unutmayalım en büyük hak kul hakkıdır. 

Selam ve Dua ile

Gözden kaçanlar. kaçırmamız gerekenler

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Bugün 27 Temmuz

Meşum gecenin üzerinden 11 gece geçti.

Devlet bütün kurum ve kurullarıyla iz üstünde yapması gerekenleri yapıyor.

PKK için çıkardığımız ” ETKİN PİŞMANLIK YASASI” Fetöcülere de yaradı.

Hepsi bülbül gibi konuşuyorlar.

Kısa sürede öğrenemeyeceğimiz bir çok mesele ve bilgi bu sayede önümüze kondu.

İnşallah

Dilerim ki en kısa sürede yasalar içinde bu teröristleri yargılar ve gereken cezayı  adil Türk mahkemeleri verir.

Malum

Mahkemeler “TÜRK MİLLETİ ADINA” kararlarını verir.

Gözden kaçmasın.

Bu yazıda  Gözden kaçanlar ve kaçırmamamız gerekenleri huzurunuza getirmek istiyorum.

İstihbarat zaafı var mı?

Evet

Üç gün önce emirleri. planları alan ve talimatlanan onca terörist askerden MİT kalkışma günü saat 16.00 da haberi oluyor.

Üstelik

‘MİT’e baskın yapılacak, Hakan Fidan teslim alınacak’

diye istihbarata ulaşılıyor.

Böyle bir durumda hemen kırmızı alarm verilir, izinler iptal edilir ve sıkıntı bertaraf edilir.

olması gereken bu

Ama

Hava Kuvvetleri komutanı düğünde…

Deniz Kuvvetleri Komutanı ortalarda yok.

Genelkurmay Başkanı ve ikinci başkanı derdest ediliyor.

Bundan önce de İkinci Başkan birliklerde dikkat çeken bişey var mı? diye birliklere gidiyor ve dönüş raporu ‘ASAYİŞ BERKEMAL’

Bundan iki saat sonra  Genelkurmay Başkanı emireri ve özel kalem müdürü tarafından derdest ediliyor.

Komutanlar götürüldükleri Akıncı üssünden kalkışmacı askerlerin kullandığı bir helikopter ile dönüyor.

Başkomutan bildiği pilota hareket etmeden önce ‘KİMDEN YANASINIZ?’ diye sorarken, Genelkurmay Başkanı kalkışmacı Dişli ile kalkışmacı pilotun kullandığı Helikopterle dönüyor.

Çiğli’den kalkan ‘CUMHURBAŞKANINI DERDEST EDİP ÖLÜ VEYA DİRİ ANKARA’YA GETİRME‘göreviyle harekete geçen seçilmiş askerleri Marmaris’e götüren helikopterin pilotu ‘CUMHURBAŞKANININ HELİKOPTERİNİ GÖRDÜM VE TANIDIM. AMA YANIMDAKİ KOMUTANA SÖYLEMEDİM’ diyor.

İstanbulun üstünde sabaha karşı supersonic patlamalar yaparak dolaşan F-16 pilotuna  ‘KÖPRÜYÜ BOMBALA’ talimatı veriliyor.

Pilot bombalıyor ama Alibeyköy barajı’nı

Silahlarını Alibeyköy barajına boşaltıp üssüne dönüyor.

Yani

Henüz bulutlar dağılmadı.

Böyle bir kalkışmada  Kazanırsan ‘KAHRAMAN’ kaybederse hain olacağını bilenlar yanında ‘kazanırsam varım, kaybedersek kendimi gizlerim‘diyen kişiler de var.

İnanıyorum ki hala kendini gizlemeyi başarmış ölü hücreler de var.  

Bugün yapılacak erkene alınmış YÜKSEK ASKERİ ŞURA toplantıları sonunda  işin seyrinin nereye gittiğini daha iyi anlayacağız.

Çarşamba günü Büyükada’ya gittim.

Oraya gelen 19 karanlık kişinin o gece kaldığı ve toplantı odasında sürekli TV açık toplantı yaptıkları yeri izledim.

O otele 15.07 günü giriş yapan çoğu ABD’li  19 kişinin 17.07 ve 19.07 günleri otelden ayrıldığını öğreniyorum.

CIA‘nın FETÖ‘den sorumlu elemanı Henri Barkey sabah 04.50’de  kalkışmanın başarısız olması üzerine otelden ayrılıyor.

Barkey bir de giderken otel resepsiyonuna üzerinde ‘pensilvanya’ yazan bir çan hediye bırakıyor.

Ne demekse

Hala bu kalkışmanın ABD işi olmadığını söyleyenler bunları düşünsün.

Dün gece CNNTÜRK’te konuşan emekli komutanlar  Bu kalkışmanın bir merkezi olmalı. Bu neresi belli değil diyorlardı.

Bence  Bu kalkışmanın merkezi Büyükada’daki bu otelmiş.

Hatta Barkey gündüz Türkiye’den Mensur Akgün‘ün katıldığı Mısırlı Almanyalı bazı gazeteci kimlikli kişilerle toplantı da yapmış.

Mensur hoca  ‘DARBE KONUŞULMADI’ diyor.

Neye yarar.

Oraya davet edilmiş olman bizim için ölçüdür.

Biden de geldiğinde Can Dündar ve avanesini toplantıya çağırmıştı. Hatta onlara göstermelik iltifat etmişti.

Ey Türk milleti!

*Çıktığınız meydanlardan bazı gerçekleri öğrenerek ayrılmalısınız.

*Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur olamaz.

*Düşmana karşı tavır almak önce onu tanımaktan geçer.

*İçinizdeki sizden olmayan insanlara çok dikkat edin.

*Kimliği ne olursa olsun Ülküleri var mı? İlkeleri var mı? Türkiye’den yana mı? diye kişileri beyninizde şifreleyin.

Yoksa bu meydanlarda bulunmanın geleceği taşınan bir faydası olmaz.

Bu habere dikkat ! Rusya açıklıyor

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Rus Federal Meclisi’nin alt kanadı Duma Eğitim Komisyonu Başkanı Vyaçeslav Nikonov, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in iadesine ilişkin açıklamada bulundu.

Rus Federal Meclisi’nin alt kanadı Duma Eğitim Komisyonu Başkanı Vyaçeslav Nikonov, Fetullah Gülen’in “ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) için çalıştığını savunarak ABD’nin Gülen’i Türkiye’ye iade etmeyeceğini” söyledi.

Darbe girişiminin tartışıldığı Rus devlet televizyonu Rossiya 1’deki bir programda konuşan Nikonov, “Bu darbe girişiminde Amerikan izi var. Gülen’in CIA için çalıştığını ve çalışmaya devam ettiğini herkes epey zamandır biliyor. Gülen’i iade etmeyecekler” dedi.

Bu kalkışmanın ardında ABD var

Yazılar içinde tarafından yazıldı

15 Temmuz kalkışma girişinin üzerinden 10 gün geçti.

OHAL ilan ettik.

Adliyeler ve polis 24 saat dur durak bilmeden çalışıyor.

PKK’lılar için çıkardığımız “ETKİN PİŞMANLIK YASASI” şimdi Fetöcü teröristlere yaradı.

İtirafçı olan bir çoğu sayesinde daha hızlı mesafeler aldık.

Ancak;

Aradan geçen bunca zamana rağmen hiç bir yetkili ağız Bu kalkışmanın ardında ABD var. diyemiyor.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Sosyal Güvenlik Bakanı Taşlıtarla’lı  ‘Kör Hasan’ lakaplı Hasan Soylu’nun oğlu Süleyman Soylu dışında  kimse direk bişey söylemiyor.

Siyaseten bazı şeyleri söylemekte zorlanabilirsiniz

Ama

Mesajlarınız sizin söylemek isteyip te söyleyemediklerinizin başkaları tarafından seslendirilmesini mümkün kılabilir.

Birinci geceyi saymazsak 9 gecedir milyonlar meydanlarda

Burada her tür vatan evladı var.

Onlara hitap eden hatipler de var.

Buralarda siyasetçilerin diplomasi gereği yaptığı gibi Fetö’yü hedef tahtasına koymak yerine  insanımıza kulaktan kulağa ABD olgusu işlenmelidir.

Neye yarayacak? diyenleri duyar gibiyim

Şuna yarayacak

Meydanlara çıkan milyonlar Fetö’nün bu kadar güçlü olmadığını, güçlü ülkeler tarafından kullanıldığını anlayacak.

ABD’de buradaki  oluşumu görünce Türkiye’yi ve Türk insanını kaybettiğini anlayacak.

İşte

Yeni Şafak gazetesi manşetten vermiş

Darbeyi yöneten ABD’nin Afganistan’daki ISAF komutanı.

Yerli işbirlikçilerin içinde  bazı hayalperestler de var.

Tabii Ferö Terör örgütü de var.

Bir de 2 milyar dolar para dağıtmışlar.

Demekki para için bu operasyonun içinde yer alan bedbahtlar da var.

Zaman geçirmeden, meydanların dinanizmi kaybolmadan  bu kalkışmanın ardında ABD dinamik güçlerinin olduğu işlenmeli ve Türk insanı gerçek düşmanlığın nereden geldiğini anlamalıdır.

Başarılı olsalardı ne olacaktı?

1979 İran gibi Fetö Humeyni’nin yerini alacak ve ülkeye gelecekti

Ama

Türkiye ABD’nin güdümünde bir ülke olacaktı. Bunca badirenin hedefi bu

Bakın

2002 seçimlerinde ABD dinamik güçleri destekleyerek Ak Parti’yi tek başına iktidar yaptı.

2007 seçimlerine gelindiğinde ABD çizgisinden çıkan bir Türkiye  ABD’yi rahatsız etmeye başladı.

E-Muhtıra o zaman geldi.

Karşılıklı restleşmeler 2011 seçimlerine kadar sürdü.

Orada artık bağlar koptu.

ABD’nin neoconları  “Türkiye’nin hizaya çekilmesini” seslendirmeye başladılar.

Yine ABD’nin dinamik güçleri devreye girdi. Türk silahlı kuvvetlerimizin gözbebeği seçkin askerlerimiz, komutanlarımız Ergenekon bahanesiyle, Balyoz darbe planı bahanesiyle  budandı.

Türkiye Cumhuriyetinin 26. Genelkurmay Başkanı “TERÖRÖRGÜTÜ BAŞI OLMAK VE KURMAKTAN” gözatına alındı. ve 3.5 sene içerde tutuldu.

Ergenekon Balyoz gibi dosyalarda gerçekler ortaya çıkmaya başlayınca bu defa  önce MİT darbesi ardından 17- 25 aralık ile kalkışmaya yeltendiler.

Hedef tekti.

Türkiye’yi hizaya getirmek.

DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR” diyen ses artık çok oluyordu.

BOB Eşbaşkanı iken Beşşar Esad’ı kontrol etmesi istenen Erdoğan şimdi kendisine kafa tutuyordu.

Bu kabul edilemezdi.

ABD son kozunu oynadı ve kaybetti.

Bundan sonra halkımıza Fetö’yü hedef göstermek yerine arkasında ABD olduğunu, 40 yıllık yapılanmanın ürünü güçlerle bu kalkışmayı yaptığı ve yaptırdığını milletimize anlatalım. 

Türk’e Türk’ten başka dost olmadığını işleyelim.

Köşeleri işgal edenler, Tv ekranlarında ahkam kesenler gözünüzü bu gerçeğe çevirin.

Türklük Gurur ve Şuuru İslam Ahlak ve Fazileti sözünü ilk defa Alparslan Türkeş‘ten duymuştum.

Meydanlar tam bu şuura uygun davranıyor.

Yakıp yıkan yok.

Tarumar eden yok.

Devlet malına zarar veren yok.

Bayrağıyla Kur’anıyla meydanlara çıkan milletimiz çok özel mesajlar da verdi.

Bir de Pazar günü CHP’nin yaptığı göstermelik mitinge bakın.

Gelenlerin eline tabelalar tutuşturuluyor.

Meydana gelenler de ” KATİL AKP” diye bağırıyor.

Türkiye’nin en eski partisi var olma gerekçesi olan demokrasiyi kavrayamamış

O sloganları atanlar diğer meydanları gözleselerdi.

O meydanlarda kim MHP’li kim Ak Partili o bile farkedilmiyor.

CHP bir kerre daha sınıfta kaldı. Bir kerre daha geçmişine leke sürdü.

Ben böyle düşünüyor ve böyle diyorum.

Fetö Terör Çetesi’nin kumpas kasetleriyle genel başkan olan birinden fazlasını beklemek te safdillik…

Rabbime emanet olun.

Unutmayın PKK’yı koruyup kollayan, Daeş’i kuran üstümüze salan ABD’dir.

Amacı bizi hizaya çekmektir.

Türk milleti canı pahasına baş eğmemiştir. Eğmeyecektir.

Meydanlarda okunan Kur’anlar hatimler beni çok duygulandırdı.

İnşallah

Rabbim alemi islamın tek ümidi Türkiye’ye yardım edecek, onu koruyup kollayacaktır.

Buna inanıyorum. 

Bu İstiklal savaşıdır

Yazılar içinde tarafından yazıldı

Bir süredir yazı yazmıyordum.

İçimden gelmiyordu.

Dostlar

“Abi hastamısın bir sorun mu var? Ne oldu da yazmıyorsun? “ diye sorup soruşturdular.

Hepsine teşekkür ederim.

Rabbime hamdüsenalar olsun.

Şikayetim yok.

Rabbimin verdiği nimetlerden biri olan nefesi alıp verebiliyorum.

Gelelim gündeme

Son da söyleyeceğimi başata söyleyeyim.

Doğu Perinçek ile aynı noktaya geleceğim hiç hayal edemediğim bişeydi.

Ama

Dünün Mao’cusu,Öcalan’ı Suriye’de ziyaret eden, Bugünün Vatan Partisi Genel Başkanı hepinizin bildiği Doğu Periçek

Eğin’li Sadık Perinçek’in oğlu

İlk defa kalkışma girişiminin ABD operasyonu olduğunu söyledi.

Kalkışma girişiminden 3 gün önce Kanal 12 TV’sinde  ‘Sesli Düşünceler’ programına katıldım.

Orada PKK’nın Türkiye’ye karşı savaş aracının olduğunu, bugün onun yerine Daeş’i koyduğunu söyledim.

PKK’yı Terörist listesine almak zorunda kalınca Daeş’i kurduğunu söyledim.

Son cümlem de

‘Her firavunun bir Musa’sı vardır. İyi ile kötünün savaşı kıyamete kadar sürecek’ idi.

Bunu unutmadan 15 Temmuz’u tahlile başlayalım.

Bu kalkışma ‘Ben darbe demiyorum’ bugünün ürünü değildir.

Önce Gezi ile, sonra MİT Müsteşarına komplo, ameliyat sırasında günün Başbakanına ameliyat masasında bırakacak komplo, ardından 17-25 aralık…

Bunların hepsi ABD’nin ülkemiz içindeki ve dışındaki dinamik güçleriyle Recep Tayyip Erdoğan’a karşı kurmaya çalıştığı komplolardı.

Zor da olsa bunlar defedildi.

Arka planları da sade vatandaş tarafından çok bilinmedi.

Son hadise artık meseleleri çözen vatandaşlarımız, necip Türk milleti çok çabuk tepki verdi ve Milletin zaferi ile sonuçlandı. 

Bu kalkışma girişimi ile yapılmak istenen ‘Mısır modeli Türkiye’ idi.

Unutmayın darbeci Sisi’yi seçen irade Muhammet Mursi idi.

İlmek ilmek örülen kalkışma girişimi iyi planlanmıştı.

Önce GenelKurmay Başkanı ve diğer komutanlar ikna edilecek,yoksa derdest edilecekti.

Cumhurun başı ve Başkomutan tatilde olduğu Marmaris’te baskına uğrayacak ve ölü veya diri Ankara’ya getirilecekti.

Başbakan ve Bakanlar teker teker derdest edilecekti.

Herkesin bir görevi vardı.

Korku salacak olan uçak patlamaları ve bir kaç silahlı saldırı halkı sindirir diye düşündüler.

Halka ateş açmaları önce korkutmak, korku salmak içindi.

İş çığırından çıkınca, Milletin umulmayan direnişi karşısında sapıttılar.

Ondan sonraki silahlı saldırılar artık cinnet meselesidir.

Bir an için düşünün.

21:00 de komutanlar derdest edilse, 21.30’da Cumhurbaşkanı alınsa Başbakan ve Bakanlar gece 02:00 ye kadar toplanabilseydi. 03:00 te

“Darbe yaptık “diye ortaya çıkmak plana göre mükemmel olacaktı.

Bunun için de ellerinde 1960 darbesi vardı.

Örnek olarak onu uyguladılar.

Farkedemedikleri ise Millet o günkü millet değildi.

Cumhurbaşkanının odasına kadar saldıran, havada uçağını taciz etmeye çalışan Külliye’ye saldıran Başbakanın konvoyuna saldırma cesareti bulan bu bedbahtlar Milletin şamarını yiyince tarih yeniden yazıldı.

Şimdi;

Bu 12 saatte bitirilen bir İstiklal Savaşıdır.

Bu İstiklal Savaşı öncekilerden daha değerlidir.

Kimse bu gerçeği küçültmeye çalışmasın

Bundan sonra ne olacak?

40 yıla yakın PKK aracılığıyla yakın zamanda da Daeş ile Türkiye’ye ve İslama saldıran ABD dinamik güçleri 15 temmuz olayıyla  son hamlesini yapmıştır ve mağlup olmuştur.

Bundan sonra da yine saldırılar sürecektir.

Bir başka önemli olay ise ABD’nin bundan sonra uluslar arası alanda diplomatik olarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışacaktır.

Standard &Poors hemen Türkiye’nin notunu kırdı. Fransız bakanın dilinden dillendirilen  Nato’dan çıkarılma dahil her türlü pisliğe hazır olun.

Millet şuuru bizi zafere götürecektir.

Yeter ki resmin büyüğünü görelim ve ona göre tavır alalım.

 

 

yukarı git