Biz Ahmet Davutoğlu‘na teşekkür edildiği gün seçimin Binali Yıldırım olduğunu biliyorduk.
Bunu sitemizdeki bir sorun dolayısıyle yazamadık.
Son Ak Parti Genel Kurulu öncesi nabız yoklaması yapıldığını,
Cumhurbaşkanına yakın kişilerin teşkilatlardan gelen delegeleri kuşattığını biliyoruz.
O gün için rüzgarı almış bir Ahmet Davutoğlu‘nu devirmek için uygun zaman olmadığı farkedildi.
O günden bugüne içten içe bu iş işlendi.
Sonuç Ahmet Davutoğlû‘nun kendi getirdiği kadrolar tarafından hançerlenmesi ve genel kurul kararı almak zerafetini göstermesi ile zamanı geldi diye düşünüldü ve Binali Yıldırım ilan edildi
Ülkemiz ve milletimiz için hayırlısı olsun.
Bu saatten sonra söylenecek fazla şey yok.
Ama;
Bir kaç noktayı işaretlemek lazım.
Binali Yıldırım Cumhurbaşkanının İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde İDO (İstanbul Deniz Otobüsleri) genel müdürü idi.
2 tane Avustralya’dan getirilen gemilerle taşıma yapmaya başlandı.
Daha sonra Denizcilik İşletmeleri’nin iskele ve gemilerinin talan edilmesiyle İDO semirdi.
Tabii bu zamanda Binali bey zaten Bakan olmuştu.
Kendisiyle Hac farizası için mukaddes topraklarda beraberdik.
Tavaf yaparken, otelde, şeytan taşlama alanında karşılaştığımız oldu.
Bayram günü kutlaması için otelde bir araya geldiğimizde bu fotoğrafı çektirdik.
Fotoğrafta o zaman Din İşleri’nden sorumlu (Diyanetin bağlı olduğu) Devlet Bakanı olan Faruk Çelik de vardı.
Faruk Çelik şimdi yine bakan
22 Mayıs’tan sonra da bakan olacağını tahmin ediyorum.
Sokaktaki herkes Davutoğlu için ‘Mesele nasıl oldu ?‘ deyince ‘Saray istemedi veto yedi’ diyor.
Yine aynı kişiler ‘Sarayın istediği, rahatça gözlerine bakacağı bir kişinin seçileceğini’ söylüyor.
Halk durumu bu kadar açık ve net anlatırken, temayül yoklamaları gibi belediye başkanları, il başkanları ve diğer yetkili kişilerin Ankara’ya çağırılıp onlara göstermelik anketler yaptırıyor olmak bu imajı silmiyor.
Her defasında kendini halka dayadığını, halk ne isterse onu yapmakla mükellef olduğunu söyleyen bir şahsiyetin halkın nazarındaki görünen imajının bu olduğunu çok kişi söylemiştir.
Bir de ben söyleyeyim.
‘BENHALKA DAYANIYORUM. O NE DERSE ONU YAPIYORUM.‘ diyerek kendi plan ve projelerini uygulamaya koyup kendi istek ve yönetim biçimini dayatan, Medya’da bu tavrı destekleyecek yazar – çizer takımını koruyup kollayan, hatta onlara flash belleklerde yazacaklarını servis ettiren Cumhurbaşkanı artık kimseyi inandıramıyor.
Bu tavrı onaylayan, halkımızdan büyük bir kesim de var olduğuna inanıyorum.
Onaylamak Cumhurbaşkanına güveni anlatıyor. Onun la yüs’el davranabileceğini değil.
İnsanların cehaletini kullanır ve bir yerlere çıkarsanız, o cehalet birgün sizin halkınızla aranızda duvar olabilir.
Bunu unutmamak lazım.