‘Şimdiki adıyla Daeş, ilk adıyla İŞİD birden bire nereden çıktı?’
diye sorannınız var mı bilmiyorum.
Bu sorunun cevabı için Saddam Irak’ına gitmek lazım
‘Saddam ABD ajanı’ diye 1997 senesinde nokta dergisinde kapak yapmıştık.
Dergi pazar akşamı çıkıyordu. Rahmetli Fikri Ayyıldız ile gece yarısı dergiyi baskıya verdik.
Sabah nöbetçisi de bendim.
Erkenden dergiye geldim.
Acı acı çalan telefonu açtığımda karşımızdaki kişi ‘Bu belgeyi nereden buldunuz?‘ diye soruyordu.
Yani haberin içeriğiyle ilgili sorun yoktu; Belgenin bulunduğu kaynağı tespit etmeye çalışıyorlardı.
30 yılı aşkın Irak’ı yöneten, 8 yıl İran ile sebebsiz yere savaşan ve bir gece aniden savaşı tek taraflı bitiriveren Saddam Hüseyin artık kontrol edilemiyordu.
Ağababalarının isteğiyle hareket eden, yine o merkezden gelen bir talimatla Kuveyt’e saldıran Saddam‘ın ipini çeken olay ise şudur;
‘Artık bundan sonra petrolü ABD dolarıyla değil, Avrupa parası Euro ile satacağız’
30 yılı aşkın Saddam Hüseyin yönetimiyle ilgili arkasında başta Halepçe katliamı gibi kara lekeler olsa da ağababalarına hizmet eden Saddam artık başkaldırıyordu. Kontrolden çıkmıştı.
Gereği yapıldı.
Saddamın akibeti idamla sonlandırıldı.
Ama;
Irak’ta 700’ü aşkın ajan vardı. Yine 30 yıllık yönetim zamanında Baas Partisi içinde sivrilen, belli merkezlerden kontrol edilen kaşarlanmış yöneticiler de vardı.
Irak’taki yeni düzende bu kadrolara yer yoktu.
Seçimlerde de zaten ABD’nin istediği kişiler yeterli oyu ve desteği alamamışlardı.
Bunlara ‘Şimdilik bekleyin’ denildi.
Ve…
Zamanı geldiğinde Irak-Suriye İlsam Ordusu adıyla lanse edilen İŞİD ortaya çıkıverdi.
Yeni 830 CIA ajanının da bölgeye geldiği haberlerde açıklandı.
Güçler birleşti, Dengeler değişti ve Saddam zamanında kalmış sadık kadrolar Avrupa’nın bir çok ülkesinden getirilen göstermelik çapulcularla Musul bölgesinde İŞİD birden devletmiş gibi bölgeye yerleşti.
Türkiye’nin başındaki PKK belası şimdi İŞİD ile artırılmıştı.
Komşu olmalarına rağmen İŞİD’in PKK mevzilerine saldırdığını hiç duydunuz mu?
Hiç İsrail’e saldırdığını duydunuz mu?
Varsa yoksa Türkiye
Musul Büyükelçiliğindeki vatandaşlarımızı rehin alan bu melun örgüt bu saldırıyı yapmadan Feto terör örgütünün bölgedeki okullarını boşalttığı bugün öğrendiğimiz yeni bilgiler.
Elçilikteki vatandaşlarımızın burnu kanamadan kurtarılmasının mutlaka faturası da olmuştur.
Türkiye vatandaşlarının burnu kanamadan salıverilmesi için ne gibi tavizlere razı olmak zorunda kaldık bunu bugün bile bilmiyoruz.
Ama;
197o’li yıllarda Asala, 1980’den sonra PKK olan başımıza bela terör örgütünün yanına yeni bir cephe , yeni bir düşman koyuldu.
Musa ile Firavunun,iyi ile kötünün mücadelesi kıyamete kadar sürecek
Buna şüphe yok.
Türkiye’nin ağır baskılarıyla PKK’yı terör listesine alan ABD son zamanlarda PKK’nın uzantısı PYD’ye silah veriyor, PKK’nın uzantısı iddialarına kulak asmıyor.
Bir gecede Yugoslavya’yı bitiren ABD koalisyon güçlerinin desteğine rağmen bunca yıldır İŞİD’i bitiremiyor.
Bitirmeyecek.
En azından ben bitireceğine inanmıyorum.
Bütün bunlara bakarak Türkiye’nin nasıl kuşatıldığını, bu milletin artık anlaması gerekiyor.
Dost bildiğimiz devletler Türkiye’ye karşı kumpaslarda..
Putin Antalya’daki E20 konferans için geldiğinde
‘Bu salonda olan devletlerden İŞİD’i destekleyenler var’ dediğinde bizdeki aklı evveller hemen bu lafı Erdoğan’a yamamamaya çalıştılar.
O zaman daha kötü olmadığımız Putin bile yüksek sesle ABD’yi işaret etmekten çekinmemişti.
Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Buna inanıyoruz. Ve bir şeye daha inanıyoruz.
Allah’ın korumadığı hiç bir güç ayakta kalamaz.
Herkes bir hesap peşinde ama
Kimse Allah’ın da hesabının olduğunu düşünmüyor.
Namazlaımızda , secdelerimizde Dini celili islamın son hadimi Türkiye Cumhuriyetini koruyup kollaması için Allaha yalvaralım.